- Ayrıntılar
GIDA EGEMENLİĞİ İÇİN ORTAK MÜCADELEMİZİN 25. YILINDA LA VİA CAMPESİNA’DAN RESMİ AÇIKLAMA
Gıda Egemenliği bir yaşam felsefesidir.
Ortak geleceğimiz için bir tahayyül sunar; Doğa Ana ile bir arada var olup günlük yaşamımızı etrafında düzenlediğimiz ilkeleri tanımlar. Yaşamın ve etrafımızdaki tüm çeşitliliğin kutlanmasıdır. Başımızın üstündeki gökyüzü, ayaklarımızın altındaki toprak, soluduğumuz hava, ormanlar, dağlar, vadiler, çiftlikler, okyanuslar, nehirler ve göletlerden oluşan evrenimizin her öğesini kucaklar. Bu evi bizimle paylaşan sekiz milyon tür arasındaki karşılıklı bağımlılığı tanır ve korur.
Bu kolektif bilgeliği, tarım toplumuna dönüştüğümüz dönem olan 10 bin yıl boyunca toprağı süren ve sularda bata çıka yürüyen bizden önceki nesillerden miras aldık. Gıda egemenliği adaleti, eşitliği, haysiyeti, kardeşliği ve dayanışmayı teşvik eder. Gıda egemenliği aynı zamanda sayısız nesle yayılan, her biri kendi nesline yeni bir şeyler öğreten, doğayla uyumlu bir biçimde yeni yöntem ve teknikler icat eden, yaşanmış gerçeklikler aracılığıyla inşa edilmiş bir yaşam bilimidir.
- Ayrıntılar
Endüstriyel gıdanın yetişme boyutunda kimyasallar; sosyal boyutunda ise tarım işçilerinin ağır çalışma koşulları, sosyal hakları, sendikasız mevsimlik tarım işçileri, çocuk işçiler, onların yaşam koşulları gibi adaletsiz üretim ilişkiler ağı gibi konular var. ‘Ne Yersen Osun’ konusuna sadece gıdaların içindeki zehirler değil; adaletsiz üretim ağları içinden yükselen ‘ahhh’ lar da dahil…
- Ayrıntılar
Tüketim çılgınlığının, doğada yarattığı “erozyon”la yeraltı suyu da kurutuyor. Yanlış arazi kullanımı, hayvancılık ve yanlış tarım uygulamaları toprakları çölleştirirken, yağan yağmur suları erozyonla toprak kaybına neden oluyor. Dünyanın tatlı suyu % 0.5′e düştü. Türkiye ve Ortadoğu’da yeraltı su seviyesi her yıl 2-5 m arasında düşmekte. İnsanlar ceplerinden her yıl daha da artan oranda para vererek daha derin kuyular açtırıyor.
- Ayrıntılar
Uzun yıllardır toprak ve gıda ilişkinmi yaşadığım her yere taşıyorumgittiğim her ülkeye taşıyor ve mümkünse ilk elden öğrenmeye çalışıyorum. Yazıma Brezilya Topraksızlar Hareketinden (Movimento dos Trabalhadores Rurais Sem Terra) genç akademisyen bir kadın Janaina Stronzake'nin geçen sene Seattle'daki bir konuşmasıyla başlamak istiyorum. Ben bir Topraksızlar Hareketi çocuğuyum . 2011 yılı itibariyle Brezilya da 350 000 topraksız köylü aile var.
- Ayrıntılar
Bir Yaşam Tarzı Olarak Permakültür
Emet Değirmenci, kendini permakültüre ve sürdürülebilir yaşam tarzına adamış bir kişi. 14 yıl boyunca jeofizik mühendisi olarak sismoloji alanında çalıştıktan sonra, ekoturizm diploması ve ardından üç permakültür sertifikası alarak kendini bu alanda öğreticiliğe adadı. Hem yurtdışında hem yurtiçinde birçok konferansa konuşmacı olarak katılan ve “Kadınlar Ekolojik Toplumda” isimli bir kitabı da olan Değirmenci ile toplumsal permakültür, kalıcı kültür ve kentte sürdürülebilir yaşam üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.