Yazdır

Bonobolar, şempanzeler ve hominid1 ailesinin diğer üyelerine göre en az araştırılmış ve henüz yeterince tanınmayan bir tür. Diğer türler 20. yüzyılın başından beri yakından incelenirken bonoboları gözlemlemeye yönelik çalışmalar ancak 1970'lerde başlamış. Bunun bir nedeni yalnızca Kongo Cumhuriyetinde belirli bir bölgede yaşıyor olmaları. Bir diğer neden de yakın zamana kadar ayrı bir tür olarak değil şempanzenin bir alt türü olarak görülmüş olmaları. Farklı bir tür olarak kabul edildikten sonra da ulaşım zorluğunun ötesinde Kongo Cumhuriyetinde yaşanan politik kargaşa o bölgede araştırma yapma olanaklarını belirli dönemlerde olanaksız kılmış. Sonuçta da bonoboların topluluk yaşamı diğer hominid türleri kadar detaylı bilinmiyor.

Ancak yakın zamanlarda keşfedilmiş olsa da bonobolar; insanların en yakın akrabalarının sürekli iktidar kavgası veren "katil şempanzeler" olduğu, erkek egemenliğinin bize en çok benzeyen diğer türlerde de olduğu ve benzeri mevcut toplumsal hiyerarşileri destekleyen argümanları bir anda alt üst etmekte. Çünkü bonobolarda erkek egemenliği yok, topluluk içi ve komşu topluluklarla anlaşmazlıklar çoğunlukla kavgayla değil sevişerek yakınlaşmayla çözülüyor. Üstelik yüz yüze sevişmeyi tercih etmeleri, birbirlerini gözlerine bakarak anlamaya çalışmaları, dişilerin masturbasyon yapması ve sevişirken çıkardıkları seslerle zevk aldıklarını belli etmeleri gibi insana benzeyen özellikleri şempanzeden çok daha fazla. Ayrıca dil ve iletişim becerileri şempanzeden daha üstün. Gelişmiş empati konusunda da verilen bir örnek geldikleri düzeyi gösteriyor: Daha önce ABD'de bonobolardan dışkı örnekleri toplayan bir araştırmacı orada tanıdığı bir bonoboyla Avrupa'da karşılaşmış ve bu bonobo onu hemen hatırlayıp kendi dışkısını ona sunmuş. Ne dersiniz onları şempanzelerden ayıran özelliklere daha detaylı bakmayı hakketmiyorlar mı?3

 

Her ne kadar şempanzeler de esas olarak yağmur ormanlarında yaşasalar da bonoboların yaşadığı yağmur ormanları yiyecek olarak daha fazla meyve ve bitki sağlıyor. Bonobolar böcek ve bazı küçük hayvanları yiyorlar, ancak bu toplam besinlerin yüzde birini oluşturuyor. Şempanzeler küçük maymunlar dahil olmak üzere daha fazla türde hayvan avlıyorlar ve yüzde olarak daha fazla hayvansal besin tüketiyorlar. Bonoboların yaşadıkları ormanlarda büyük meyveler bulmak mümkün, şempanzeler ise genelde muz, incir ya da narenciye gibi daha küçük meyveleri yiyorlar. Maymunları erkek şempanzeler avlıyor ve et paylaşımını onlar gerçekleştiriyor. Küçük meyveleri ise dağılarak arıyorlar, eğer bol meyveli bir ağaç varsa onu bulan diğerlerini çağırıyor, ancak orada bir paylaşım sözkonusu değil. Bonobolar ise olgunlaşıp ağaçtan düşmüş büyük meyveleri paylaşmak durumunda.

 

Evrimsel olarak bedensel özelliklerinin değişimi açısından en önemli fark, dişi şempanzelerin cinsel organları yalnızca yumurtlama döneminde kabarırken, bonobolarda bunun daha geniş bir periyotda görünür olması. Ayrıca yumurtlama süresi de bonoboda daha uzun. Bu periyotların dışında dişi bonobolar doğumdan yaklaşık bir yıl sonra henüz üretken olmadıkları halde aynı kabarmayı gösteriyorlar. Oysa şempanzeler gibi 4 yıl boyunca emziriyorlar ve bu sürede yumurtlamıyorlar. Bunu da gözönüne alınca aradaki fark daha da önemli oluyor. Şöyle ki dişi şempanzeler genelde yetişkin yaşam sürelerinin ancak yüzde beşinde cinsel ilişkiye girerken, bonobolarda bu yüzde elli gibi daha yüksek bir oran. Dolayısıyla belirli bir grup içinde yetişkin erkeklerin ilişkiye girebileceği dişi sayısı bonobolarda daha fazla ve bu erkekler arasında rekabeti azaltıyor (tümüyle ortadan kaldıracak kadar değil ama). Evrim açısından bu ilginç ve istisnai bir durum. Çünkü neredeyse tüm hayvan türleri dişinin yumurtlamadığı (dolayısıyla üretken olmadığı) bir zamanda hetereseksüel cinsel ilişki için boşuna enerji harcamıyor. Ancak burada bir tasarruf sağlanırken erkekler arasında rekabet büyük bir enerji kaybına yol açıyor. Çoğu maymun ve hominid türünde erkekler lider olarak dişilere daha fazla ulaşmak için sürekli birbiriyle kavga ediyor. Erkek şempanzeler bu amaçla kendi grubu içinde belirli aralıklarla birbirine giriyor, birbirlerini yaralıyorlar, diğer gruplarla kavgalarda ise ölümler oluyor. Bunun ötesinde de liderlik savaşını kazanan erkek, dişilerin yeniden cinsel ilişkiye açık olması için onların yavrularını öldürebiliyor.

 

Bonobolarda ise dişilerin çok daha uzun süre cinsel ilişkiye açık olmasıyla bu sorunlar çözülmüş. Bunun ilginç bir sonucu ise bonobo topluluğu içinde dişilerin "hakimiyeti"nin4 ortaya çıkması. Erkekler arasında cinsel ilişkide ayrıcalıklı olma kavgası var, ama bu tüm topluluğu etkileyen, tüm dişilerin karıştığı bir kavga değil. Yalnızca rekabet eden erkeklerin anneleri karışıyor ve güçlü anneler oğullarını ayrıcalıklı kılıyor. Üstelik bu kavgayı kaybeden, kazananın önünde olmasa da dişilerle ilişkiye girmekte sorun yaşamıyor. O işi ağaç tepesine tırmanarak filan yapıyorlar. Şempanzelerde ise aynı kavgalar erkekler arasında ittifaklar oluşturularak ve dişilerin de katılımı ile tüm topluluğun kavgası haline geliyor. Kazanan erkeğe ise tüm topluluk boyun eğiyor5.

 

 Bu kavgalar sonucunda oluşan bir hiyerarşiden söz ediliyor. Ama bu hiyerarşi de şempanzelerde ve bonobolarda farklı şekillerde kendisini ifade ediyor. Sözgelimi şempanzelerde kaybeden erkeğin dişilerle cinsel ilişkiye girmesini kazanan lider engelleyebiliyor. Ancak öte yanda avlanmaya katılmadıysa avlanan bir maymunun eti paylaşılırken lidere çok az ya da hiç et verilmemesi sözkonusu olabiliyor6. Lider bu duruma ses çıkarmıyor. İnsanların denetimi altında olan bir ortamda dışarıdan verilen yiyecek sözkonusuysa onu lider dağıtıyor. Bonobolarda ise dişi lider her durumda yiyecek dağıtımını üstleniyor ve erkeklere hiç yiyecek bırakmayabiliyor. Bunun türün devamı açısından dişilerin ve çocukların beslenmesinin daha kritik olmasıyla bir ilişkisi olabilir. Yoksa her iki türde de erkekler daha güçlü ve isterlerse köpek dişleriyle dişileri yaralayabilir ya da öldürebilirler. Dişilerin köpek dişleri yok. Erkek bonobolar kavgada dişileri hiç ısırmıyor, onun yerine kaçmayı tercih ediyorlar. Erkek şempanzeler ise dişileri ısırabiliyor, ama köpek dişlerini dişilere karşı kesinlikle kullanmıyorlar.

 

Bonoboların şempanzeler ve diğer tüm türlerle en önemli farkı belki de cinsel ilişkiye girme sıklığı. Şempanzeler gün içinde genelde 7 saatte bir sevişirken, bonobolar gün boyu genelde her bir buçuk saatte bir cinsel ilişkiye giriyorlar. Sözgelimi yiyecek paylaşımı onları kızıştırıyor ve önce sevişerek birbirlerini yatıştırıyorlar. Cinsel ilişki erkeklerle dişiler arasında olduğu gibi dişilerin cinsel organlarını yanlamasına birbirine sürtmesi şeklinde de oluyor. Erkekler de cinsel organlarını birbirine sürterek ya da arka arkaya dururken birbirine sürtünerek sevişebiliyorlar. İki farklı bonobo grubu karşılaştığında kısa bir süre karşılıklı boy gösterlerse de sonuçta dişilerin girişimiyle iki grubun üyeleri birbiriyle sevişmeye başlıyor. Aslında bu da ilginç bir olay, çünkü grup içinde dişi ve erkek kardeşler arasında bir tür tabu var, birbirlerine cinsel ilgi göstermiyorlar. Sonuçta dişiler üretken hale gelmeden o gruptan ayrılıp çevredeki başka bir gruba katılıyor. İki grup karşılaştığında bir gruptaki erkeklerin diğer gruptaki dişi kardeşleriyle karşılaşması çok muhtemel. Ancak bunların arasında cinsel ilişki kurulup kurulmadığını saptamak sanıyorum olanaksızdır.

 

Unutmamak gerek ki zaman içinde insana dönüşen atalarımız diğer hominidlerden yaklaşık 6 milyon yıl önce farklılaşmış, bonobonun şempanzeyle ortak atasından farklılaşması ise 2 milyon yıl önce. Sonuçta bugünkü farklılıkları yaratan bir kaç milyon yıllık bir evrim söz konusu. Bu evrim boyunca iklimsel değişiklikler ve bunun sonucu olarak bitki dokusunda ve diğer hayvanları da kapsayan doğal ortamda değişiklikler yaşandı. Dolayısıyla sonuçta ortaya çıkan özellikler iradi olarak değil yaşam ortamındaki değişikliklerin evrim sürecini etkilemesiyle oluştu. Yoksa sözgelimi hiç bir hayvanın ne erkeği ne dişisi yavruların doğumunun cinsel ilişkinin bir sonucu olduğunu bilemez. İlk insanlar dahi bunun bilincinde değildi. Sonuçta hayvan davranışları büyük bir ağırlıkla evrimin yarattığı tür içi işbölümünün içgüdüsel olarak uygulanması. Sözgelimi bonobo erkeklerinin yiyecek paylaşımı sırasında öne atılmayıp çevrede beklemeleri büyük olasılıkla “dişi hakimiyeti”nden kaynaklanan bir kendini baskılama sonucu değil bir dönemlerde dişilerin ve yavruların güvenliği için öyle davranmaları gerekmiş olmasının sonucudur. Bonoboların zaten yiyeceğin bol olduğu ortamlarda yaşadıkları gözönüne alınırsa bunu cinsel "hiyerarşi"ye bağlamak çok mantıklı görünmüyor7. Nitekim şempanzelerde de yiyecek dağıtımını erkek lider yapsa da dişileri gözettiği ve ayrıca erkek şempanzelerin dişilerin ellerindeki yiyeceği çalmasını hoşgördükleri gözlemlenmiş. Dişinin bu yiyeceği yavrusuyla paylaşacağı gözönüne alınınca bu davranışlar türün sürdürülmesi açısından akılcı görünüyor.

 

Sonuçta her ne kadar bonobolar arasında zaman zaman ayrıcalık edinmeye yönelik kavgalar olsa da şempanzelere benzer baskıcı bir topluluk hiyerarşisi olduğunu gösterecek yeterli kanıt olduğunu söylemek çok zor. Üstelik daha barışçıl ve uyumlu bir topluluk yaşamıyla daha gelişmiş bir iletişim ve empati düzeyine ulaşmışlar. Onların davranışlarından ve topluluk yaşamından yola çıkarak bizim sahip olduğumuz gibi gelişmiş bir dili olmayan bir türün bile hiyerarşi oluşturmadan birbirine saygı göstererek topluluk yaşamı sürdürdüğünü ve sürdürebileceğini söyleyebiliriz.

 

1 Hominid Türkçeye “Büyük insansı maymunlar” diye çeviriliyor, ancak aslında insan, şempanze, bonobo, gorilla ve orangutan türlerini maynumlardan ayıran bir aile. Dolayısıyla maymun diye adlandırma kafa karıştırıcı. O yüzden orijinal terimi kullanmayı tercih ettim.

2 Bonobolar ve onlarla ilgili yapılan çalışmalara ilişkin ayrıntılı bir dokümanter bu adreste bulunabilir (İngilizce): https://www.youtube.com/watch?v=QnDUV8xB8mo&x-yt-ts=1422503916&x-yt-cl=85027636

3 Bonoboların bu özellikleri fotoğraflarla birlikte detaylı olarak “Bonobo the Forgotten Ape” adlı kitapta sunuluyor (yazar Frans de Wall, fotoğraflar Frans Lanting, University of California Press, 1997)

4 Burada tırnak içinde hakimiyet sözcüğü kullanmamın nedeni başta Frans de Waal olmak üzere kimi primatologların bu terimi kullanmaları. Frans de Waal insanlar dahil tüm hayvanların doğasında diğer topluluk üyeleri üzerinde hakimiyet kurma güdüsü olduğuna inanıyor. Bu inanca katılmak olanaksız, ancak bonobolarda dişi hakimiyeti olduğunu belirtmesi de bence bu inançtan kaynaklanıyor. Nitekim bonobolarla en uzun süre çalışmış primatolog olan Susan Savage-Rumbaugh Frans de Waal'ın yaptığı bir söyleşide “Cinsler arasındaki ilişkiyi daha çok farklı roller açısından görüyorum. Her bir bireyin topulukta kendi rolü var, erkekler ve dişiler yalnızca kendi farklı rollerini oynuyorlar.” diyor (Aktaran Frans de Wall ve Frans Lanting, adı geçen yapıt, sf: 41)

5 Şempanzeler arasındaki güç kavgaları için bkz: “Chimpanzee Politics, Power and Sex Among Apes”, Frans de Wall, Johns Hopkins University Press, 1998

6 Frans de Waal, “Good Natured, The Origins of Right and Wrong in Humans and Other Animals”, Harward University Press, 1996, sf: 141

7 Bonobolar bir yerde konakladıktan sonra oradan ayrılırken erkek lider başı çekiyor. Her ne kadar son sözün dişi liderde olduğu gözlemlenmişse de bu güvenlik konusunun erkeklere bırakıldığını gösteriyor. Bu konuda yapılan gözlemler bu yazıda özetlenmiş (okunma tarihi 2/2/2015): http://www.smithsonianmag.com/science-nature/the-smart-and-swinging-bonobo-134784867/?all